Network Marketing Saadet Zinciri mi?

Şimdi aslında olay aslında çok basit...
Cidden bak iki dakika dinle sen de anlayacaksın:

NETWORK MARKETING DİYE ANLATTIKLARI:
Şimdi bir ürün var, aslında o ürüne ihtiyacın yok, kullanmadığını biliyorum çünkü; işte o ürünü piyasadan 96 TL'ye almak varken benden 700 TL'ye alacaksın, sonra sende senin gibi 700 tl verecek insanları sağa sola "dengeli" yerleştireceksin.... Sonra hoop milyoner olmuşsun :))

NETWORK MARKETING'in GERÇEKTE NE OLDUĞU:
Bir ürün var, o ürünün muadillerini kullanıyorsun, senin kullandığın 380 tl, benim sana tavsiye ettiğim ürünün kalitesindeki nereden baksan 590 TL... Bu ürünü ben sana 125 TL'den veririm, olmaz durumum yok vs diyorsan (daha fazlasını reklamlarla gözünü boyayana verdiğini bilmiyormuş gibi yapıyorum :) ) gel ücretsiz üye ol, bu 125 TL'lik ürünü şirketten 100 TL'ye al, ücretsiz kargo ile evine yollasınlar bir de içine hediye koysunlar...

Şimdi ilk opsiyonda sadece para kazanmak için bir ürüne ettiğinden fazla ödediğinden canım kardeşim, süreklilik olmaz, girişimci değil, kısa yoldan köşe dönmeci işidir, kısa sürede kazandırıyor gibi durur, sonra bir bakmışsın tuzla buz.
İkinci opsiyonda canım kardeşim, kişi seninle bir olur olmaz tasarruf etmeye kazanmaya başlar. Senin tek görevin bu tasarrufu isteyen kişinin bir kez başlamasını sağlamaktır. Sonrasında kendisi kullanır da tavsiye de eder... Süreklidir, dua alırsın....

ilk anlatılan ne dersen de, yasallaştırılmış saadet zinciridir.
İkinci anlatılan da bildiğin ticarettir.
İlk anlatılanla ilgili fetva bana düşmez, hayal satmak vicdanına sığıyorsa bence sıkıntı yok...
İkinci anlatılanla, sadece bu dünyana değil öteki tarafada dua alırsın, kalıcıdır, uzun solukludur yani :)
İlk anlatılan da bir kaç kişi zengin olur, diğerleri de onları daha da zengin etmek için çabalar durur, sonra kendilerinde sıkıntı var zannederler; halbuki iş yapmayı öğretmeyen "lider"lerini sorgulmak akıllarına gelmez.
İkinci anlatılanda, bir çok kişi çok iyi gelirler elde ederler; daha önemlisi sisteme giren herkes kar eder, kimsenin ahı olmaz parada, arttıkça artar inşaAllah...

Allah herkese hayırlı helal ve insanlara faydalı olacakları şekilde gelir elde etmeyi nasip eylesin...

2014 Milli Piyango tam çekilişleri burada

Bu yazıyı sonuna kadar okuduğunda bir daha piyango bileti alma gereği duymayacağını garanti ederim.
Evet sevgili ziyaretçi, yine binbir umut gittin ve milli piyango bileti aldın değil mi?
Bence kontrol etmene bile gerek yok, büyük ihtimalle amorti çıktığına çok sevineceksin. Aslında böyle olacağını sende biliyordun değil mi? Yine de bir umut gittin aldın, belki de son parandı ya da kredi kartına çektirdin o bileti, kazanmak için risk almak lazım çünkü :)

Sevgili ziyaretçi bunları nereden mi biliyorum, ben de senin gibiydim, emek vermeden yemek arayanlardan, bir gün bir kitapla, tanıştığım bir kişiyle ya da işte bir tesadüfle(!) hayatımın değişmesini bekleyenlerdendim. Bu beklediğim fırsattır diye, kaç kere heveslensemde hep hevesim kursağımda kaldı :)
Çok şükür sonra bir şey öğrendim, aslında hayatımda benim bakış açımın haricinde bir hata ya da eksiklik yoktu. Başıma gelen sıkıntılar hep benim yanlış tutum ve beklentilerimden kaynaklanıyordu. Çünkü bir şeyleri sürekli arzu etmeme rağmen bedel ödemekten hep kaçınıyordum. O yüzden piyongoda alırdım sayısal da oynardım. Sonrasında nerede hata yaptığımı sorgulamaya başladım, çünkü tüm düşün başar felfesesine göre doğru oynuyordum, her gün gözlerimi kapatıp lüks araçlar lüks yaşam hayal ediyordum, coşku duyuyordum :)

Sonra anladım ki olay bu değilmiş, tabi anlayana kadar bunu anlatan ya da çalışmadan kazanmak isteyenlere umut satan bir çok kişiyi zengin etmiştim.

Piyango aldığına göre hayallerin var demektir. Arzu ettiğin bir şeyler var demektir. Eğer hala emeksiz yemek peşindeysen lütfen devam etme, ne zaman ki gerçekten hayal ettiklerine ulaşmak istersin o zaman geri dönebilirsin.

Hayallerini gerçekten istiyorsan ve hayatını gerçekten değiştirmek istiyorsan tam senlik bir kitapçığım var lütfen ona göz at, yaklaşık yirmi dakikanı vermen yeterli olacak.

Bu kitapçıkla hayatın bir anda değişmeyecek, ya da zengin olmayacaksın, sadece hayatının değişmeye başladığı ilk adım olacak.
Önce tasarruf etmeyi öğreneceksin.
Sonra hayat kaliten artacak.
Sonra arzu edersen bu memnuniyetini istediğin kişilerle paylaşacaksın.
Sonra faydalı olduğun insan kadar para peşinden koşmaya başlayacak.
Sen sadece önce kendine sonra sevdiklerine, ülkene, tüm insanlığa faydalı olma peşinde koşacaksın.

O sırada artık piyango alan birilerini gördüğünde bu yazı aklına gelecek, onlarında senin öğrendiklerini öğrenmelerini dileyeceksin.





Aralık 2013 Promosyonu

100 TL' LİK SİPARİŞİNİZE AŞAĞIDAKİ 5 ÜRÜNDEN 1'İNİ; 150 TL'LİK SİPARİŞİNİZE AŞAĞIDAKİ 5 ÜRÜNDEN 3'ÜNÜ SEÇEBİLİRSİNİZ.
* İYİ GÜNLERDE KULLANIN. *
APARATLI DAMLA 1000 ML.DUŞ JELİ 1000 ml.VÜCUT LOSYONU 200 mlBANYO-WC TEMİZLEYİCİ 1000 ml.APARATLI BULAŞIK SIVISI
TÜY AZALTICI LOSYONBANYO WCDUŞ JELİ LEYLAKÖZEL YAĞ ÇÖZHALI ŞAMPUANI
37,00 TL17,00 TL18,00 TL18,00 TL17,00 TL


NOT: Promosyonumuz ay sonuna kadar geçerlidir.

Yolculuğun tadını çıkarmak


Merhabalar, bir haftadır Polonya'da bulunuyorum. Burada değişik gözlemlerim oluyor. Zaman zaman işimizle bağlantılı olduğunu düşündüklerimi de sizlerle paylaşmaya çalışacağım.
Normal zamanlarda beklemekten, özellikle toplu taşıma araçlarını beklemekten, acayip derecede nefret eden insanlardanım. Özellikle bir yere yetişmem gerekiyorsa toplu taşıma aracı kullanma fikri dahi genelde beni huzursuz etmeye yeterdi Ankaradayken. Bunun değişik sebepleri vardı. Mesela dolmuşun ne zaman geleceğinin belli olmaması ya da geldiğinde bırakın oturacak yer bulmayı, eğer ki dolu değilse mutlu olacak olmam beni hep rahatsız ederdi. Bunu da hep kendi sabırsızlığıma verir ve baş etmeye kendimi sakinleştirmeye çalışırdım. 
Bugün şehir merkezine gelmek için yurttan çıkarken, gerilmediğimi farkedince sebeplerini sorgulamaya başladım. Öyle ya illa ki toplu taşıma aracı kullanacaktım ve dilini bilmediğim bir ülke de son derece rahat bir şekilde durağa doğru gidebiliyor olmak beni son derece şaşırttı. Normal adımlarla durağa kadar ilerledim, sonra gideceğim durağa giden tramvaylara baktım 4 ve 10 numara Old Town (Rynek) denen bölgede ki durağa gidiyorlardı. Sonra telefonumdan durakta ki QR kodu okutup bu tramvayların ne zaman geleceğine baktım, 5 dakika sonra 4 numaralı tramvay gelecekti ve sakince beklemeye başladım. Etrafımda ki herkes de aynı rahatlıkla bekliyordu. 
O anda bir çoğumuzu geren şeyin beklemek ya da istediğimizi istediğimiz anda elde edememek olmadığını farkettim. Sonuçta insan gelecek olanın ne zaman geleceğini bildiğinde ve gideceği yere kaç dakika sonra varabileceğini bildiğinde son derece rahat bir şekilde bekleyebiliyordu. Bu düzen, buradaki insanları ülkemizdekilere nazaran aşırı derece de sakin ve emin olmalarına da yardım etmiş olmalı. Çünkü burada insanlar trafikte ki bir aksilik karşısında korna çalarak ya da bağırarak değilde sakin sakin bekleyerek tepki veriyorlar. Birbirlerine karşı da son derece kibarlar. Mesela geçen cuma yaya geçidine yaklaştığımı gören bir araç sürücüsü durarak bana yol verdi, yaklaşık 11 aracın benim karşıdan karşıya geçmemi beklemesi, yıllarca ülkemizde yaya geçiş üstünlüğüne en çok uyulan ODTÜ'de yaşamış benim için bile ilginç bir deneyimdi :)

Aynı trafikte olduğu gibi tavsiye sisteminde (network marketing) bulunan bir çok kişide de aynı sabırsızlığı gözlemlemişimdir. Hep ne zaman ne kadar kazanacaklarını sorgulayan, kazandıklarını zaman zaman yeterli bulmayan bu kişileri eminim siz de görmüşsünüzdür. Şimdi anlıyorum ki bunun temel sebebi gidilen yoldan emin olunmaması ile alakalı. Yani 2 sene belirli bir plana ve şirkete sadık olan herhangi bir kişi çok iyi seviyelere gelebilecekken, bir çok kişi sabırsız davranıp ya sektörden vazgeçiyorlar ya da şirket değiştirme yoluna gidiyorlar. 
Bu arada olay bir şirkete katılıp ürünlerini kullanıp 2-3 sene beklemekten ibaret değil tabi ki :)
Önce kendinize uygun bir şirket bulun, belki de bu işte en önemli adım bu. Doğru şirket size piyasa koşullarından daha kaliteli ve daha ekonomik bir şekilde ürün sunan, gelirlerini sizinle adil bir şekilde paylaşan şirkettir.
Sonra ürünleri kullanın, birebir siz kullanın ve etkilerine bakın. Bakalım ürün vaadettiği şeyi yapıyor mu? Yani memnun musunuz? Buna karar verin.
Eğer şirket bu sınavdan da geçerse siz de bu işi ek-iş için düşünüyorsanız artık başlama zamanı gelmiş demektir. Doğru bir şirket seçtiyseniz, kullanıcı olarak da kalmanıza izin verir, size ürün almanız için kotalar falan koymaz.
Öncelikle, kendinize bir plan oluşturun. Plan dediysem böyle aşırı karışık bir şey olmasına gerek yok. Mesela her gün 3 kişiye bu hizmetten ve üründen bahsetmek bir başlangıç olabilir. Her gün 3 kişiye fırsat sunun, fırsat sunduğunuz kişilerin takibini yapın. takip etmek ısrar etmek değil, bunu da aklınız da bulundurun her zaman. Sizin hatırınızla ya da ısrarınızla ekibinize katılan bir kişiyle ileri ki aşamalarda sıkıntılar yaşamanız olasıdır.
Planınıza sadık kalın. Her ne olursa olsun, o planı gerçekleştirin.
Olay sadece bu kadar basit. Bunu yaparsanız zaman içerisinde sonuç almaya başlayacaksınız. Amacınız ek gelirden daha fazlasıysa, günde 3 kişiye fırsat sunmak yeterli olmayacaktır. Daha fazlasını hedefleyin.
Yaptığınız işe güvenirseniz sonuç kendiliğinden gelecektir. İşe yarayacağını bildiğinizden, daha sakin ve daha mutlu bir şekilde çalışacaksınız.
Özetle, yolculuktan keyif almak istiyorsanız, varacağınız yere gideceğinizden emin olmalısınız.
Kucak dolusu sevgilerle...

Ekim 2013 5'te 5 Promosyonu

Türkiye genelinde 3 Ekim 2013 Perşembe 00.01'de başlayıp 4 Ekim 2013 Cuma 23.59'a kadar geçerli olmak üzere vereceğiniz tek 150 TL'lik siparişlerinizde 5 promosyonun 5'i de Ersağ Temizlik ve Kozmetik Ürünlerinden HEDİYE...



ERSAĞ Temizlik ve Kozmetik Ürünleri Ekim 2013 Promosyonu


100 TL'lik siparişinize 5 üründen 1'ini; 150 TL'lik siparişinize 5 üründen 3'ünü seçebilirsiniz.


Özel Yağ Çöz                             18,00 TL

Duş Jeli Leylak                          18,00 TL

Sıvı Sabun                                 17,00 TL

Genel Temizlik                          15,00 TL

NOT: Promosyon 15 Ekim saat 18.00'a kadar geçerlidir.

Gizli Telkinle Kuran Terapisi-Bilinçaltını Yeniden İnşa Etmek

Sayfamızı takip eden ve bizi tanıyanlarında bildiği üzere geçtiğimiz cumartesi Ersağ Karatay Büronun 1. yaş gününü kutlamak amacıyla Emre Hanım'ı ziyarete gitmiştik. Seminer ve kutlama sonrası sohbet ederken, Emre Hanım'ın elinde gördüğümüz kitap üzerine sohbet etmeye başladık. Kitap Kubilay Aktaş'ın Gizli Telkinle Kuran Terapisi isimli kitabıydı. Malumunuz sektörümüzde ki başarılı insanların ortak özellikleri, kendilerine yani bilgiye yatırım yapmalarıdır. Emre Hanım'da hepimize örnek olacak bir şekilde sürekli elinde kitap gördüğüm, sadece okumakla kalmayıp, okuduklarını hayatına yansıyan gerçek bir liderdir. Dolayısıyla kendisinin önerilerini her zaman için çok önemsemişimdir. Kitabı tavsiye ettikleri için de bugün almaya karar verdim.

Öncelikle gizli (subliminal) telkin konusuna biraz deyinmem lazım. Bu konu benim için aslında pek de yeni konu değil. İlk olarak 25. kare muhabbetini Dövüş Klubü isimli filmde görmüştüm. Meraklı olduğum için, bu konu üzerine araştırmalarım devam etmişti. Bu tekniğin kişisel gelişim için de kullandığını grünce düşünmeden denemeye karar vermiştim. Önceleri ücretsiz yayınlanan bir çok mp3'ü denemiş, sonrasında bir "uzman"a kişisel mp3ler düzenletmiştim. Gel zaman git zaman bilinçaltı çalışmalarımın yöntemi çok değişti. Bir gün özel bir teknikle bilinçaltımın derinliklerine indiğimde, beynimde yıllar önce dinlediğim telkinlerin yankılandığını farkettim. Gariptir ki söylenen sözleri, hatta kişilerin seslerini direkt olarak duyabilir haldeydim. Telkinleri dolduran kişilerin, bir takım olumlama cümleleri ve ses tonları "ben"i ciddi anlamda rahatsız ediyordu. Hatta özel telkinleri hazırlayan kişiyle görüşüp durumu aktardığımda bir tür kendi kendini sobate etme durumuyla karşı karşıya olduğumu söylese de açıkçası pek de itibar etmedim. Zira kendi çalışma yöntemimle daha rahat bir şekilde istediğim blokajlar üzerinde çalışıyor olmak daha güvenilir geliyordu. Ayrıca oldum olası olumlama cümleleri bana itici gelmiştir. Bu yüzden bir müddet kendi kendime Kuran Surelerinden oluşan bir grup telkin hazırlayıp dinlemişliğim de vardır.
Neyse gelelim esas konumuza Emre Hanım'ın tavsiye ettiği kitaba. Artık bir tür bombardıman altında olduğumuzu düşündüğümden kişisel gelişim kitaplarına hep bir şüpheyle yaklaşır hale geldim. Özellikle içimizde ki bitmek tükenmek bilmeyen arzuyu körükleyenlere... Yine de Emre Hanım'ın böyle bir kitap türünü tavsiye etmeyeceğini bildiğimden, kitabı aldım ve okumaya başladım. Kitap resmen elime yapıştı, bitirip telkinleri dinler dinlemez de bu yazıyı yazmaya başladım.
Öncelikle Emre Hanım'a ne kadar teşekkür etsem azdır. Allah kendisine, eşine, çocuklarına sevdiklerine ve kendisini sevenlere iki cihan da sıkıntı yüzü göstermesin.
Telkinlerin hem etkili bir teknikle kaydedildiği hem de içerisinde ilahi bir rahmet bulunduğunu dinledikçe hissedebiliyorsunuz. Benim bu kadar hızlı farketmem de geçmiş tecrübelerimin de etkisinin olduğuna eminim. Sonrasında telkinleri dinleyenlerin yazarın sitesinde ki olumlu yorumları ve  anlattıkları, telkinlere olan güvenimi artırdı. 
Özetle, siz de bilinçaltınızda ki blokajları temizleyecek bir kaynak arıyorsanız, kime neye güveneceğinizi bilmiyorsanız; bu kitap tam sizliktir diyorum. Yine de geçmiş tecrübelerimden ötürü iyice araştırmadan ve fikir sahibi olmadan, körü körüne içinde söylenenleri bilmediğiniz bir eseri dinlememenizi tavsiye ederim. Gerçi kitabı okuduktan sonra bu tavsiyemi yerine getirmek için tv seyretmeyi, bir çok şarkıyı dinlemeyi, hatta alışveriş merkezlerinden uzak durmak durmak gerektiğini göreceksiniz, yine de benden size dost tavsiyesi.
Kucak dolusu sevgilerle....